2021 yılında birçok sürpriz yaşandı ve bunlardan biri de doların gücü oldu. Yatırımcılar, doların düşeceğini öngörerek yola çıkmış olsalar da, aşırı sıcak ABD ekonomisi ve Fed’in faiz oranlarını düşürmeyi ertelemesinin yarattığı yapışkan enflasyon doların gücünü artırdı. Uluslararası Para Fonu (IMF), ABD’nin diğer G-7 ülkelerinden iki kat daha fazla büyüyeceğini öngörüyor ve bu da doların cazibesini artırıyor.
Jeopolitik gerilimler de doları güvenli bir liman olarak tercih edilmesini sağlıyor. Bu durum, dünyanın en büyük fon yönetim şirketlerinden Vanguard Group’un doların uzun vadeli yükselişini öngörmesine neden oldu. UBS Asset Management ise doların normalde değerinden yüzde 20 daha pahalı olmasına rağmen daha da yükselebileceğini belirtiyor. Wells Fargo Yatırım Enstitüsü ise doların yükseliş trendinin 2025 yılına kadar devam edeceğini düşünüyor.
Vanguard’dan Ales Koutny, “ABD’nin büyüme ve enflasyon oranları diğer ülkelerle kıyaslandığında öne çıkıyor. Bu durum, doların diğer para birimlerine karşı güçlenmesine neden oluyor. Dolar alımı, artık sadece taktiksel bir işlem olmaktan çıkıp uzun vadeli bir strateji haline geldi” diyor.
Doların gücü, yatırımcıları pozisyonlarını gözden geçirmeye ve doları portföylerine eklemeye teşvik ediyor. Ancak doların yükselişi sadece ekonomik faktörlere bağlı değil. Siyasi ve jeopolitik gelişmeler de doların değerini etkileyen önemli unsurlar arasında yer alıyor. Dolayısıyla, yatırımcılar doların gücünü ve gelecekteki potansiyelini değerlendirirken geniş bir perspektiften bakmalı ve riskleri dikkate almalıdır.