Wall Street, geleneksel “mayıs ayında satışa geçme” stratejisine rağmen bu yıl farklı bir tablo sergiliyor. Dow Jones Endeksi, aralık ayından bu yana en uzun yükseliş serisini yaşarken, S&P 500 Endeksi ise nisan ayındaki kayıplarını geri kazanmış durumda.
Mayıs ayında satışa geçme stratejisi genellikle başarılı sonuçlar veren bir yöntem olmasına rağmen, bu yılın mayıs ayında S&P 500 Endeksi %3,7 artarak rekor seviyelere yaklaştı. Dow Jones Endeksi de sekiz seanslık yükseliş serisini sürdürerek 40.000 puan seviyelerine doğru ilerliyor.
Tahvil Piyasaları ve Enflasyon Beklentileri
Yatırımcılar, enflasyon ve ABD ekonomisine dair verileri dikkate alarak tahvil piyasalarında ve hisse senetlerinde nasıl pozisyon almaları gerektiğini değerlendiriyor. ABD Ticaret Bakanlığı’nın nisan ayı enflasyon verileri ve Michigan Üniversitesi’nin tüketici duyarlılık anketi gibi veriler, piyasalarda büyük önem taşıyor.
Tahvil fonlarına yapılan yatırımların artması, enflasyonun düşeceği beklentileri ve ekonomik büyümenin yavaşladığına dair verilerin etkisiyle sabit getirili varlıklarda bir ralli bekleniyor. Ancak, ABD Hazinesi tahvili getirilerindeki artışın hisse senedi piyasaları üzerindeki etkisi de göz önünde bulundurulmalı.
Yatırımcıların Odak Noktası: Şirket Bilançoları
Yatırımcılar, hem ilk çeyrek bilançolarını hem de haziran ayında yapılacak güncellemeleri bekliyor. Şirketlerin kârlarındaki artışlar ve performansları, hisse senedi piyasalarının geleceği üzerinde büyük etkiye sahip olabilir. FED’in faiz politikaları ve büyüme projeksiyonları da yatırımcıların yakından takip ettiği konular arasında bulunuyor.
Özetlemek gerekirse, hisse senedi ve tahvil piyasaları arasındaki denge, yatırımcıların dikkatle takip ettiği konular arasında yer alıyor. Verilerin ve gelişmelerin doğru anlaşılması, portföylerin doğru şekilde yönetilmesi için hayati önem taşıyor.